Yumurtaların Rengi Neden Farklıdır?
Türkiye’de birçok hanede özellikle kahvaltı sofralarında yumurta yeniliyor. Yüksek proteinli değeri ve tok tutma özelliği ile yumurta herkesin vazgeçilmez kahvaltı öğünü olmuş durumda.
Peki ya alışverişlerde sizler hiç fark ettiniz mi neden yumurtalar farklı renklere sahip?
Aslında yumurtaya renk veren tavukların genetik yapısıdır.
Örneğin beyaz tüylere ve beyaz loplara sahip olan İtalyalı Leghorn tavuklarının beyaz renkli yumurta yumurtlamaları daha olasıdır. Kahverengine sahip tavuklarda ise tüyleri kırmızı, sarı veya kahverengi
olup, kulak lopları da kırmızı olan Avusturalyalı Orpington tavuklarının kahverengi yumurta üretimi daha yüksektir. Bir tavuğun hangi renkte yumurta yumurtladığını merak
ediyorsanız fiziksel özelliklerine dikkat etmenizde yarar var.
Mavi ve Yeşil Renge Sahip Yumurtaların Var Olduğunu Biliyor muydunuz?
Hepimizin aşina olduğu beyaz ve kahverengi yumurtalar dışında başka coğrafyalarda mavi veya yeşil rengine sahip yumurtalarda mevcuttur.
Örneğin Paskalya Tavuğu olarak da bilinen Ameraucana tavukları mavi kabuklu yumurtalar üretirler. Zeytin yumurtlayıcı lakaplı tavuklar, onlar anneleri mavi, babaları ise kahverengi yumurtlayan tavuk cinsidir.
Yumurtaya Rengini Veren Pigmentler Nelerdir?
Yumurtanın oluşum süreci ortalama olarak 26 saati bulmaktadır ve renk pigmentleri sürecin sonlarına doğru devreye girer. Pigmentler oluşuncaya kadar yumurtanın asıl rengi beyazdır.
Yumurta kabuklarına mavi rengini veren pigmentler Oosiyaninler adındaki pigmentlerdir.
Kahverengi ise kan hücrelerin dağılımı sırasında oluşan Porifirin pigmentleridir. Kabuğun sadece dış cephesine kahverengi pigmentler erişebildiği için iç kısmı beyaz kalır. Ton farklılığı ise tavuğun yaşına bağlı
olarak değişebilir. Örneğin kahverengi yumurta yumurtlayan tavuklar yaşlandıkça yumurtaları açık kahverengine döner. Yumurtanın kabuğu, kalsiyum ve karbonattan oluşur.
Renkleri Farklı Olan Yumurtaların Besin Değeri de Farklı Olur mu?
Yumurtaların, boyutu, cinsi, tavuk yapısı her ne olursa olsun onları birbirinden ayıran en önemli özelliği sadece rengidir. Besin değerlerinde veya dayanıklı olmalarında yüksek oranlı bir farklılık görülmemiştir.
Fakat tabi ki tavuğun bakım ve beslenme süreciyle ufak tat farklılıkları görülebilir. Tavuk yumurtalarının değerini değiştiren tek faktör pişirme ve saklama teknikleridir.
İster rafadan olsun, ister sağanda yumurta. Kaliteli bir yumurta tüketimi için yumurtaları buzdolabında muhafaza etmelisiniz.
Yumurtadan Kümese
Bir tavuk yumurtladığı andan itibaren dünyaya yeni bir canlı getirir. Tavukların yumurtaları çatlayıncaya kadar Gurk yani kuluçkaya yatma dönemleri başlar.
21 gün içinde civciv bulunduğu yumurtanın içerisinden yukarı doğru gagasıyla vurmasıyla birlikte civciv kırılan yumurtadan tek başına çıkmaya çalışır ve hayatla olan mücadelesi o andan itibaren başlar.
Civcivler küçük boyları, sarı tüyleri, minik gagalarıyla oldukça sevimli görünürler. Fakat zamanla görünüşleri cinslerine göre değişeceği için sarı tüylerinden eser kalmaz.
Bu değişim türlerine göre 5 ile 8 ayı ya da en uzun süreyle 1 yılı alabilir. Tavuk mu yoksa horoz mu olacağı bu süreçte belli olur. Bir tavuk eğer çok iyi bir şekilde bakılıyorsa
5 ile 10 yıl arasında bir ömre sahip olabilir.
Civcivler Ne Yerler?
Civcivlere eğer ev ortamında bakılıyorsa kendine ait bir ortamı olmalı ve temiz bir su ile beslenmelidir. Civcivler suya çok ihtiyaç duyarlar bu yüzden yemden önce su ile beslemeniz gerekir. Suyun kalitesi ise içme suyu kalitesinde olmalıdır ve içine herhangi bir şey katılmamalıdır.
Piyasa da civciv yemi olarak bilinen yem türlerinden civcivlere verilebilir. Yemler civcivin gaga yapısına uygun olacak şekilde minik olmalı ve kolayca yutulabilir olmalıdır.
Eğer civciv yemi bulamıyorsanız ince bulgur verebilirsiniz. Bununla birlikte yeşillikte verebilirsiniz ama mutlaka yıkamalı ve temiz olduğuna emin olmalısınız. Ekmek kırıntıları, peynir,
marul gibi yiyecekleri de minik parçalar halinde bölüp yem olarak verebilirsiniz.
Kümes Bakım Alanı:
Kümes hayvancılığı için ise bulunduğu ortam sıcak ve nemli olmalıdır. Tüylerinin daha sağlıklı ve hızlı uzaması için ideal nem ortamına ihtiyaç duyarlar. Ortalama olarak % 55-60 oranında ki nem kanatlı hayvanlar için idealdir. Nasıl ki bir bebeğin uygun bir ortamda büyümesi gerekiyorsa aynı şey civcivler içinde geçerlidir.
Civciv alanları çok temiz ve düzenli olmalıdır. Nem ve ısı düzeni sabit kalmalı bunun yanı sıra ışıklandırmalar sürekli kullanılmalıdır. Fakat bazı saatlerde hormonların düzenli çalışması için karanlığa ihtiyaç duyulabilir.
Kümese çok fazla kanatlı hayvan getirilmemesi gerekir. Bunun nedeni hijyenin azalacak olmasıdır. Ayrıca hayvanlar arasında içgüdüsel olarak anlaşmazlıklarda yaşanabilir.
Kanatlı Sektörü
Yapılan araştırmalara göre beyaz et sektörü hayvansal üretiminin %60’nı kapsamaktadır.
Türkiye ise yılda yaklaşık olarak 500 ton beyaz et ve yumurta üretimi gerçekleştirmektedir.
Sektörün bu kadar çok gelişmesinde ki ana sebeplerden biri hiç şüphesiz kırmızı etin pahalı olması bunun yanında tavuk etinin daha ucuz ve
kolay erişebilir olması talebin artmasına neden oluyor. Kırmızı ette oluşan üretim maliyetleri ve bazı gerilemeler ise beyaz et üretiminin daha çok gelişmesine olanak sağlamıştır.
Verilen istatistiklere göre ise Türkiye piliç eti üretiminde dünyada 10. sırada yer almaktadır. 2021 yılında 2.245.770 ton tavuk eti ve 58.301
ton hindi eti olmak üzere toplam 2.297.071 ton beyaz et üretimi yapılmıştır.
Türkiye de Kanatlı Endüstrisi:
Türkiye ihracat ve ithalat bakımında dünya devleri arasına girmeye adaydır. Sektörün kendi başına yaratmış olduğu ekonomik avantajlar bir yana ülke çapında yaşattığı istihdam oranı ile hayvancılık ve tarıma verdiği kıymet beyaz et sektörünü daha da güçlendirmiştir.
3 milyona yakın kişinin beyaz et üretiminde istihdam edildiğini ve yıllık ciro oranının 5 milyon dolar olduğu bilinmektedir.
Kanatlı endüstrisi sadece tavuk yetiştiriciliği ya da beyaz etten ibaret değildir. Yem fabrikaları, kuluçkahaneler, yetiştirme çiftlikleri ve işleme tesisleri,
esnaf, ilaç-aşı, yan sanayi, nakliye, pazarlama gibi ve daha birçok alan kanatlı endüstrisinde çalışmaya devam etmektedir.
Tavuk Eti İhracatında Türkiye
Tavukçuluğun sayısal verilerine baktığımızda yüzümüzü güldüren bir tablo ile karşılaşıyoruz.
Türkiye geçtiğimiz 2022 yılında 98 ülkeye 848 bin ton kanatlı hayvan eti ihraç etti. İhracatın cirosu ise 1 milyar 419 milyon doları buldu. 2021 yılında ihracat 632 bin ton oldu. 2022 yılında 848 bin tona çıkarak geçen yıla göre yüzde 35 artış yaşandı. En fazla ihracat 146 bin ton ile mart ayında yapılırken, en az ihracat 66 bin ton ile mayıs ayında yapıldı.
İhracatta lider konumuna yükselen Türkiye geçtiğimiz yıllarda en çok Azerbaycan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Irak, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Çin, Danimarka, Hollanda gibi birçok ülkeye ihracat yapmıştır.
Tavukçuluk Ekipmanları
Tavukçuluk ekipmanları tavuk ve yumurta yetiştiriciliği için kullanılan ekipmanların tümüne verilen addır. Bir tavuğun gurkundan kuluçkaya ve büyümesine kadar tüm denetim ve kontrolleri bu ekipmanların sayesinde yapılmaktadır. Ülkemizde kanatlı endüstrisi çok gelişmiş ve çok yaygınlaşmış bir endüstri türüdür. Tavuk eti üretimi, yumurta üretimi gibi alanlarda Türkiye ihracat pazarında büyük pasta dilimlerine sahiptir.
Tavuklar, ışık, ses, hava, sıcaklık gibi durumlara karşı oldukça hassastır. Değişen en ufak bir şeye olumlu veya olumsuz tepki verebilirler. Bu yüzden kümes ekipmanlarının eksik ya da arızalı olmaması gerekir.
Tavukların konfor alanı her zaman korunmalı ve oluşabilecek tehlikelere karşı savunulmalıdır.
Tavukçuluk Ekipmanları Nelerdir?
Tavukçuluk teknolojileri günümüzde artık otomatik sistemlere dönüşmüş ve daha kolay bir yapıya erişmiştir. Bununla birlikte tavuklar telef olmaktan kurtulmuş ve tavuk üretimlerinin sekteye uğraması azalmıştır.
Yemlik: Tavukçuluk üretiminde en önemli gereç yemliktir diyebiliriz. Tavuk, horoz veya civcivlerin beslendiği alan olan yemlikler çeşitli boy ve özelliklere sahiptir. İsraf ve maliyetlerden kaçınmak için kümes hayvanlarının günlük ihtiyaçlarına göre yem verilmesi gerekmektedir.
Suluk: Kümes hayvanlarının su ihtiyacını karşıladığı çeşitli tipleri olan bir gereçtir. Zemini ıslatmamak için kümes hayvanlarını sayısına göre gerekli ayarlamalar yapılmalıdır.
Kümes hayvanlarının telef olmaması için en önemli 2 ekipman beslenme ve sulama ekipmanlarıdır. Çünkü günlük besinlerini yemlik ve suluktan almaktadırlar.
Isıtma ve Havalandırma Sistemleri:
Besin sorunu çözüldüğünde ikinci adım ısıtma ve havalandırma basamağına gider. Çünkü kümes genellikle kapalı bir ortam olduğu için içeride havasızlık veya ısı yükselmesi yaşanabilir.
Kümes hayvanlarının da tıpkı insanlar kışın sıcak alanlara yazın da serin alanlara ihtiyacı vardır.
Tavuk Kafesi:
Yumurta tavukçuluğu için özellikle kullanılan bir sistemdir. Kafes tavuğun evi gibidir diyebiliriz. Doğal ortamına müdahale edilmeden dış tehditlerden uzak bir şekilde yaşamasına ve
yumurtlamasına olanak sağlar. Tavuklar için hijyenik ve rahat olmasına dikkat edilmesi gerekmektedir.
Aydınlatma Sistemleri:
Kümes ekipmanları için bir diğer önemli ekipman aydınlatmalardır. Tavukların yaşamsal döngülerini kolayca sürdürebilmeleri için uygun bir ışığa ihtiyaçları vardır.
Yem Silosu:
Yemi tüm hava koşullarına karşı korur ve bozulmasını engeller. Yem saklamak ve depolamak için kullanılan bir ekipmandır.
Folluk:
Sadece yumurta üretimi için kullanılan ve yumurtaların güvende olmasını sağlayan bir aparattır. Folluk metal ya da ahşaptan oluşmaktadır.
Yem Karıştırma Makinaları
Hayvan sağlığı için en önemli unsur besindir. Hayvanların günlük temel besin ihtiyaçlarını karşılanması onlardan alacağımız süt, et, yumurta gibi verimlerin yüksek olmasına olanak sağlar.
Bu doğrultuda yem karıştırma makinaları çiftçilere büyük avantajlar sağlamaktadır.
Buğday, arpa, pancar, yonca gibi öğünlerin ayrı olarak değil homojen düzeyde birleştirerek hayvanlara besin olarak verilmesini sağlar. Paket balyalar toplanır ve yem karıştırma makinasının
içinden geçirilerek küçük parçalara ayrılarak karıştırılır. Boşaltım hazneleri sayesinde kesilen ve kırılan yem parçaları hazneden kolayca boşaltılır. Böylelikle çiftçiler iş temposunda zaman kazanır,
yemler ile uğraşmak zorunda kalmazlar. Ayrıca karıştırma makinaları teknolojik bir yapıya sahip olduğu için çiftçiler zamandan ve paradan tasarruf sağlamaktadır.
Karıştırma makinasını almadan önce sürünün miktarı ile verilmesi gereken yemin miktarları iyi hesaplanmalıdır ve bu istatistiğe göre yem karıştırma makinası temin edilmelidir.
Yem Karıştırma Makinasının Avantajları Nelerdir?
Birden fazla yem karışacağı için besin değeri artar.
Hayvanlar da süt, et gibi verimlilik artar.
Hayvanlarda sıklıkla görülen mide ve sindirim rahatsızlıkları azalır.
Yem israfı azalır.
Hayvanlar güçlenir.
8-15 dakika gibi çok kısa bir sürede yem kırma işleminiz gerçekleşir.
Yem Karıştırma Makinasını Çeşitler Nelerdir?
Yatay Yem Karıştırma Makinaları:
Dijital tartı özelliği sayesinde yem kütlelerinin ağırlığını kolayca hesaplayabilir.
Bununla birlikte kırma makinasının içinde kesim sırasında aralarına karışan yabancı maddeleri ayırt edebilen mıknatıslar bulunuyor.
Kullanım kolaylığı oldukça yüksek olan yatay yem karıştırma makinaları çiftçiler arasında oldukça popüler.
Dikey Yem Karıştırma Makinaları:
Yatay yem karıştırma makinası ile aynı özelliklere sahip olmasının yanı sıra hacim genişletme özelliği ile kırılacak yemin ağırlığına
göre haznesini genişletebiliyor. Bunula birlikte çelik bıçakları ile işlemler kolayca gerçekleşebiliyor.
Peki ya hangisini seçeceğiz?
Aslında her iki yem karıştırma makinası aynı gibi görünse de birkaç farklı avantajları da mevcut.
Örneğin makinaya girmesi gereken yem türü yumuşak ise yatay yem kırma makinalarının tercih edilmesi gerektiği söyleniyor.
Kaba yem miktarı artıyor ise kırmak ve karıştırmak için keskin bıçakları olan dikey yem kırma makinası tercih edilmesi gerekir.
Yem Kırma Makinaları:
Özellikle yem fabrikalarının kullandığı bir sistemdir. Burada asıl amaç arpa, ot, buğday gibi yem türlerini kırarak boylarını kısaltmaktır.
Yem kırma makinaları farklı özelliklere sahip çeşitli türde olan makinalardır. Örneğin ot kırma makinası yem kırma makinaları arasında en fazla kullanılan makine türüdür.
Yem Kırma Makinası Nasıl Çalışır?
Yem makinalarının istenilen boylara göre çeşitli elekleri vardır. Elekler makinaya düzenli bir şekilde takılmalıdır.
Yem kırma makinası çalıştırılır ve ardından kapak açılarak kırılması gereken ürünler içine atılır. Kırma işlemi gerçekleştirilir.
Dikkat Edilmesi Gerekenler:
Yem kırma makinaları çeşitli boylarda bıçak ve elek türlerine sahip olduğu için makine çalışır vaziyetteyken asla el ile müdahale edilmemelidir.
Makine motoru zarar görmemesi için mutlaka temiz kullanılmalı ve arta kalan yem fazlalıkları temizlenmelidir.
Yem Katkı Maddeleri
Yem katkı maddeleri, hayvan ve insan sağlığını tehdit etmeyecek düzeyde hazırlanmış ve çeşitli testlerden geçmiş katkı maddeleridir.
Asıl amaç hayvan verimliliğini arttırmaktır. Düzenli olarak kontrollerden geçmektedir. Özellikle hayvancılıkla uğraşan çiftçi ve şirketlerin sıklıkla kullandığı yöntemlerden biridir.
Yem Katkı Maddelerinin Yararları Nelerdir?
Hayvanların sindirim sistemini korur
Hayvanların performansını arttırır
Çevreyi kirletmez
Ekipmana zarar vermez
Belirli ve aşılmaz kurallara tabidir.
Yem Katkı Türleri Nelerdir?
Ülkemizde yem katkı maddeleri gerekli yasalar eşliğinde kontrol altına alınmıştır. Bununla birlikte sadece izin verilen yem katkı maddeleri kullanılmaya açıktır.
Yasaklanan katkı maddeleri tespit edildiğinde ise ilgili firma ve yöneticilere para ya da hapis gibi ceza uygulanmaktadır.
1. Teknolojik Katkılar Koruyucular
Yemlerin herhangi bir deformasyona uğramadan raf ömrünü uzatan bir katkı maddesidir. Yemleri küf, mantar gibi mikroorganizmalardan korumak için laktik,
asetik, sorbik ve sitrik, asetik gibi asitler kullanılır. Bu asit türleri bağırsağa erişerek sindirimde yarar sağlar. Yem ve sulara katılarak kullanılır.
Antioksidanlar
Yemin bozulmasını engellemek için kullanılmaktadır. Antioksidanlar sentetik ve doğal olarak iki çeşit olarak kullanılabilir.
Jelleştirici Ajanlar
Yeme kıvamını veren bir maddedir. Kıvam arttırıcı özelliği ile yemin tadını lezzetleştirir. Lesitin, gliserin, kalsiyum aljinat gibi maddeler jelleştirici özelliklere sahiptir.
2. Duyusal Katkılar Renklendiriciler
Yaygın olarak gıda ürünlerinde kullanılan renklendiriciler yemin rengini belirler. Yemin daha canlı daha parlak görünmesini sağlarlar. Sarı mısır, yonca, mısır gluteni,
kadife çiçeği ve kırmızıbiber gibi doğal renklendiriciler kullanılır. Sentetik renklendiricilerde ise lutein, zeaksantin, kapsantin ve likopen gibi karotenoidler maddeler kullanılmaktadır.
Aromatikler ve İştah Artırıcılar
İştah açmaya ve lezzetin arttırılmasına yönelik kullanılır. Anason tohumu, zencefil, çemen gibi maddeler kullanılır.
3. Besinsel Katkılar
Besin değerini ve kalitesini arttırmak için kullanılan vitamin, kalsiyum ve mineralleri içerir.
4. Zooteknik Katkılar Sindirimi Düzenleyiciler
Hayvanların sindirimini kolaylaştıran maddelerdir.
Enzimler
Sindirimi zor olan yemlerin kolayca yutulup sindirilmesini sağlar.
Probiyotikler
Bağırsak florasını korur. Doğal bağırsak bakterileri oluşturarak sindirim sisteminin korunmasını sağlar.
5. Koksidiyostatlar ve Histomonostatlar
Kanlı ishal olarak adlandırılan ve daha çok kanatlı hayvanlarda görülen hastalıktan korumak için geliştirilen yem katkı maddesidir.
Bu koruyucu maddeler lasolasid, monensin, salinomisin, robenidin, naracin, maduramisin, halofugino olarak söylenebilir. Dikkat edilmesi gereken
bir konu ise eğer bir hayvan kesilecekse kesim işlemi gerçekleşmeden 7 gün önce Koksidiyostat ve histomonostat içerikli yemler verilmemelidir.
Yumurta ihracatı
İnsanlar doğadan birçok gıda elde etmektedir. Sebzeler ve meyveler buna örnektir. Bir diğer gıda kaynağı ise hayvansal gıdalardır. Hayvansal gıdaların en
başında yumurta gelmektedir. Örneğin kümes hayvanlarının yumurtalarını sayabiliriz Bir tavuk yumurtası günlük protein ihtiyacımızın tamamını karşılamaktadır.
Yum Bir’in 2015 te yayınladığı bir istatistiğe göre ülkemizde kişi başı yumurta tüketimi 203 adet. Dünya istatistiklerine baktığımızda ise dünya üzerinde yumurta
tüketimi kişi başına 200 adettir. Türkiye olarak yumurtayı çok seviyoruz. Yumurtayı rafadan, tavada, sucukla kısacası her çeşidiyle pişiriyor ve yemelere doyamıyoruz.
Bu sevgimizi yumurta ihracatı oranlarındaki yükselişimizde bile gösterebiliyoruz.
Türkiye’nin Yumurta İhracatı Oranları:
Türkiye’nin kanatlı endüstrisindeki üstün başarıları gün geçtikçe daha çok artıyor.
Geçtiğimiz 2021 yılında ocak-mayıs döneminde 264 milyon 693 bin Dolar ihracat hasılatı kayıtlara geçti.
En çok yumurta ihracatı yapılan ülke Rusya oldu. 2020 yılının ilk çeyreğinde 1 milyon 734 bin dolar ihracat yapıldı.
2021 yılının aynı döneminde 26 milyon 565 bin dolar olarak gerçekleşti. Birleşik Arap Emirliklerine olan yumurta ihracatı ise 10 milyon 552 bin dolardan 23 milyon 342 bin dolara yükseldi.
Peki ya biz tüketiciler yediğimiz yumurtanın kalitesini nasıl anlayacağız?
Bir Yumurtanın Organik Olduğunu Nasıl Anlarız?
Bunu anlamanın çok basit ve kolay bir yolu var elbette. Yumurtalar 4 farklı sınıfa ayrılmaktadır ve her sınıfı bir sayı belirtmektedir.
Örneğin: 0 rakamlı yumurtalar Organik yumurta olduğunu işaret etmektedir.
1 rakamlı yumurta ise gezen tavuk yumurtası olduğunu belirtir.
2 rakamlı yumurta da köy yumurtasıdır.
3 rakamlı yumurtalar ise kafes yumurtasıdır.
Alınan kuralalar gereği yumurta üreticileri kodsuz yumurta üretmeyecek ve satışa sunamayacaktır.
Her yumurta türüne göre farklı sınıflara ayrılarak satışa sunulacak ve tüketici kod numaralarına bakarak alım işlemini gerçekleştirecektir.
Tavukların kümes ortamlarına dikkat edilecek ve veteriner kontrolleri yapılacaktır. Seri kodları olan yumurtaların en pahalısı ise organik yumurta olduğu biliniyor.
Pazar araştırmalarına baktığımızda gelen enflasyon oranları ile birlikte organik yumurta fiyatları marka, boy gibi nedenler öne sürülerek farklı fiyatlardan satışa sunuluyor.